Her şey aynı dil ile aktarılabilir mi?
Tabii ki hayır… Çünkü diller de insanlar gibi çeşit çeşittir. Ve bu çeşitlilik ve dünyayı algılama biçimleri, toplumların dilleri arasında da bir değişkenlik meydana getirmektedir.
Tüm diller birbirinden farklı mıdır?
İlk bakışta, görünüşte evet, yapıda ise hayır… Tüm dillerde sözcükler farklı farklı olsa da, temel yapı aynıdır. Bir iş vardır, bir onu yapan, bir de – varsa – ondan etkilenen. Bir de eylemi aktaran vardır tabii ki, o da insan…
Dil nasıl ortaya çıkar?
Nasıl ortaya çıktığı bilinmese de, neden ortaya çıktığı çok kolay bilinebilir… İnsanın bir şeyleri anlatma ve aktarma gereği duyması…
Hmm! Peki, nasıl gelişir ya da gelişir mi?
İnsan gibi… Doğar, yani bir topluluk varlıkları ve hareketleri kendi aralarında adlandırırlar. Sonra bunları diğer insanlara aktarırlar… Yaşar, bu insanlar bu dili kullandıkça o dil de yaşar… Ve, ölür. Dili kullanan tüm insanlar öldüğünde o dil de ölü dil olur.
Aaa! Ölü dil de mi var?
Tabii ki… Ölmek üzere yani tehlikede olanlar bile var… Ne kadar yok olmuş toplum var ise, o kadar da ölü dil var… Sanskritçe ve Eski Latince gibi… Bu tip diller o kültüre özgü veri elde edilirken incelenir.
Tehlikede olan dil ne demek?
Tehlikede olan dil, yok olma ile karşı karşıya olan dildir. Yani çok az sayıda konuşucusu kalmış diller yok olma tehlikesinde olan dillerdir. Baldemu, Busuu, Dama, Barekou, MAbire, Gweno dilleri örnek olarak verilebilir. Dünya üzerinde toplam 516 dil yok olmak üzeredir.
Peki, akraba diller de var mı?
Elbette. Aynı dil kökenine dayanan diller akraba dillerdir. Bir başka tanımlama yapacak olursak, aynı dil kökenine dayandığı düşünülen diller bir dil ailesi oluştururlar. O dil ailesi içerisinde yer alan tüm diller de birbirleri ile akraba dillerdir.
Neye göre diller gruplandırır? Bunu kim yapar?
Diller şu üç temel aşamada betimlenirler ve dil tarihçilerin bilgileri ışığında dilbilimciler tarafından gruplandırılırlar.
Tek Heceli Diller: Sözcükler tek hecelidir. Yapım ve çekim ekleri (biçimbirimleri) yoktur. Kelimeler tümcedeki kullanım yerlerine göre anlam kazanırlar.
Eklemlemeli Diller: Sözcüklerin kökleri değişmez, Kullanımda sözcüğe getirilen ekler, sözcüklerin anlamlarını ve görevlerini belirler.
Çekimli Diller: Sözcükler kullanımda değişiklerle uğrar. Ön-ek, iç-ek, son-ek kavramları vardır.
Toplam kaç dil ailesi var o halde?
Dilbilimciler ve dil araştırmaları yapan tarihçilerin bildirdiği ve açıklayıp adlandırdıkları dil aileleri 40 tanedir. Bunlar;
Hint–Avrupa
Hami-Sami
Çin–Tibet
Ural
Altay
Kuzey Kafkas
Güney Kafkas
Atabaşkan
Tlingit
Hayda
Saliş
Siyu (Sioux)
Zuni
Karib
Tupi-Guarani
Pano-Takana
Ge
Ainu
Algonkian
Irokua (Iroquois)
Muskogean
Kiova-Tanoa
Vietnam
Buruşaski
Uto-Aztek
Mişe-Zoke
Oto-Mange
Yuma-Koçimi
Maya
And-Ekvator
Khoisan
Hivaro (Jivaro)
Dravid
İndonezya-Polinezya
Austral-Asya
Paleo-Asya
Bask
Nijer-Kongo
Nil-Sahra
Eskimo-Aleut
En Büyük Dil Aileleri Hangileridir?
İlk 7 dil ailesi (Hint–Avrupa, Hami-Sami, Çin–Tibet, Ural, Altay, Kuzey Kafkas, Güney Kafkas) en büyük dil aileleridir ve akraba diller bu ailelerde sayıca diğer ailelerden fazladır.
🙂 Aynı insanlar gibi?
Dil ve İnsan başlığında değinildiği gibi, dil insanlar tarafından oluşturulur ve varlığının sebebi insanlardır. Bu sebeple, daha birçok insana özgü adlandırma ve tanımlamaların dil için yapıldığını öğreneceksiniz.
Merak ediyorum. Türkçe hangi dil ailesine mensuptur?
Bütün Türk dilleri Altay ailesine mensupturlar. Bu ailede ayrıca, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dilleri de yer almaktadır. Yani, Türkçe öyle ya da böyle bu dillerle farklı birçok açıdan benzerlik gösterebilir. Çünkü, bu ailede yer alan diller akrabadırlar.
Peki ya İngilizce?
Avrupa’da kullanılan dillerin neredeyse tamamı Hint-Avrupa dil ailesine mensuptur. İngilizce de bu dil ailesine mensuptur.
Avrupa’da konuşuluyor; ancak başında Hint yazıyor?
İşte bu noktada dillerin gruplandırılmasında etkin rol oynayan faktörlerin birinden bahsetmek gereklidir. Dil ailesinin türediği kabul edilen ilk veya ilk ilkel dil… Bu dil ailesi içerisinde yer alan akraba dillerin Hindistan’da bir dönem kullanılmış Sanskritçe’ye benzemesi bu grubun Hint-Avrupa diye adlandırılmasına sebep olmuştur.
O halde Altay eski bir dil midir?
Ural, Altay ve Kafkas dillerinin adlandırılmasında köken dil değil de konuşulan bölge göz önüne alınmıştır.
Hint-Avrupa Dil Ailesi’nde hangi diller vardır?
Dil aileleri ve bu dil ailelerine mensup diller aşağıda verildiği şekildedir:
Hint–Avrupa Dilleri Ailesi
Cermen dilleri:
Batı Cermen Grubu:İngilizce, Almanca, Yidiş, Hollandaca, Afrikaans, Flamanca, Frizce, Lüksemburgca.
Kuzey Cermen Grubu: İsveççe, Norveççe, Danca, İzlandaca, Faröerce.
Romans dilleri: Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Galiçya dili, Rumence, Katalanca, Provensal, Ladino, Retoromanşça. (Bu kolun çıkış dili, Latincedir.)
Kelt dilleri: Bretonca, Galce, İrlandaca, İskoç dili, Kernevekçe (İngiltere ‘nin Cornwall bölgesinde).
Slav dilleri: Rusça, Ukraynaca, Beyaz Rusça,(Sırpça, Hırvatça, Boşnakça), Lehçe, Bulgarca, Makedonca, Slovence, Slovakça, Çekçe.
Baltık dilleri: Prusça (ölü bir dildir), Litvanyaca, Letonca.
Helen dili: Yunanca
Geg Dili: Arnavutça
Grabar Dili: Ermenice
Hint–İran Dil Ailesi
Hint Grubu: Sanskritçe, Bengalce, Paştu, Çingenece, (Hintçe, Urduca), Nepalce, Gucaratça, Racastanca, Biharca, Paharca, Konkanca, Oriya, Sinhala, Assamca, Keşmirce, Sindce, Pencapça.
İran Grubu: Farsça, Kürtçe, Osetçe, Zazaca, Beluçice, Mazanderani, Gilaki.
Anadolu dilleri: Hitit dili, Lidya dili, Likya dili.Luvi dili (Bu diller artık kullanılmayan ölü dillerdir.)
Hami-Sami Dilleri Ailesi
Sami dilleri: Arapça, İbranice, Aramice,Habeşçe(Amhara), Tigrece, Tigrina – ölü diller olan Akadca, Babilce, Asurca.
Mısır Dilleri: Eski Mısır dili, Kıptî dili.
Berber Dilleri: Zenet, Kabiliya, Şloh, Şavya, Tuareg (Tamaşek)
Çad Dili: Hausa
Kuşitik Diller: Somalice, Afarca, Bece, Odoma, Sidamo
Çin–Tibet Dilleri Ailesi
Sinik (Çin) Dilleri: Mandarin, Wu lehçesi, Fucien (Min) lehçesi, Amoy lehçesi, Kantonca, Hakka lehçesi
Tibet-Birman Dilleri: Tibet Grubu: Tibetçe, Dzongka. Birman Grubu: Birmanca, Lolo, Moso, Şan, Karence.
Tay-Kaday Dilleri: Tayca, Karatay, Laoca, Çuang, Çam
Miao-Yao Grubu: Miao Dili, Yao Dili.
Ural Dilleri Ailesi
Fin–Ugur kolu: Fin Grubu: Fince, Laponca, Estonca, Mari Dili, Çeremişçe, Komice, Karelce.
Ugur Grubu: Macarca, Khansi Dili, Mansi Dili
Samoyet kolu: Samoyet, Nenetçe
Altay Dilleri Ailesi
Türk Dilleri: Oğuz Grubu: Türkçe, Azerice, Türkmence. Kıpçak Grubu: Kazakça, Kırgızca, Karakalpakça, Nogayca, Karaçayca, Başkırca, Kumukça. Çağatay Grubu: Özbekçe, Uygurca, Salarca. Yakut Grubu: Yakutça. Çuvaş Grubu: Çuvaşça.
Moğol Dilleri: Moğolca (Khalka), Buryatça, Kalmukça.
Tunguz Dilleri: Even, Evenki, Golde, Oroç, Lamut.
Kore Dili: Korece
Japon Dili: Japonca
Kuzey Kafkas Dilleri Ailesi
Çerkez Dilleri: Abhazca, Abazaca, Ubıhça, Adigece, Kabardice.
Çeçen Dilleri: Çeçence, İnguşça.
Dağıstan Dilleri: Avarca, Dargice, Lakça, Tabasaranca, Lezgice, Agulca, Rutulca, Tsahurca.
Güney Kafkas Dilleri Ailesi
Gürcüce,Svanca,Megrelce, Lazca
Dravid Dilleri Ailesi
Telugu, Kannada, Tamilce, Malayalam, Gondi, Brahui
İndonezya-Polinezya Dilleri Ailesi
İndonezya Dilleri: Malayca, Bahasa, Cavaca, Sundaca, Akince, Makassarca, Timorca, Balice, Tagalog, Ilokai, Cebuca, Batakça, Malagasy (Madagaskar Dili)
Melanezya Dilleri: Fijice, Nauruca, Kiribatice
Mikronezya Dilleri: Mariana Dili, Guamca
Polinezya Dilleri: Maori, Havaice, Tahitice, Samoaca, Tongaca, Markizce
Austral-Asya Dilleri Ailesi
Mon-Khmer Grubu: Kamboçça, Mon Dili, Khasi
Munda Grubu: Mundari, Santali, Go, Korku
Andaman Grubu: Andaman dilleri
Paleo-Asya Dilleri Ailesi
Çukçi, Koryak, Itelmen, Nivkh
Vietnam Dil Ailesi
Vietnamca, Mien Dili
Khoisan Dil Ailesi
Hottentot Dili, San
Nijer-Kongo Dilleri Ailesi
Nijer Dilleri: Volofça, Fulani, Serer, Mandinge, Bambara, Senufo, Eve, Tvi, Yoruba, Ibo, Kpelle, Mande, Dogon, Mossi, Ga, Aşanti
Delta Dilleri: Ififik
Bantu Dilleri: Kikongo, Lingala, Kikenya, Swahili, Kirundi, Kiryarwanda, Fon, Umbundu, Nyanja, Ndebele, Bemba, Şona, Tswana, Zulu, Xhosa, Sotho, Swazi
Nil-Sahra Dilleri Ailesi
Sahra Dilleri: Songayca, Sara
Nil Dilleri: Nubyaca, Masai, Karamajong, Şilluk, Nuer, Dinka
Eskimo-Aleut Dilleri Ailesi
Eskimo Dilleri: Yupik, Inuktitut
Aleut Dili: Aleutça
Algonkian Dilleri Ailesi
Karaayak, Şeyen, Fox, Mikmak, Kri (Cree)
Irokua (Iroquois) Dilleri Ailesi
Mohawk, Çeroki (Cherokee), Kayuga, Seneka, Onandayga
Muskogean Dilleri Ailesi
Çikasav, Çoktav, Krik (Creek), Seminole, Apalaçian
Kiova-Tanoa Dilleri Ailesi
Tiva, Teve, Tove,
Atabaşkan Dilleri Ailesi
Navaho, Apaçi, Çirakahua
Saliş Dilleri Ailesi
Düzkafa Dili, Saliş lehçeleri
Siyu (Sioux) Dilleri Ailesi
Lakota (Sioux), Omaha, Krov (Crow), Assiniboine
Uto-Aztek Dilleri Ailesi
Şoşone, Hopi, Pima, Havasu, Papago, Komançi, Ute, Tepehuan, Yaki, Tarahumara, Nahuatl, Huiçol
Mişe-Zoke Dilleri Ailesi
Mişe, Zoke
Oto-Mange Dilleri Ailesi
Otomi, Mazahua, Pame, Çinantek, Tlapanek, Mazatek, Zapotek, Mistek
Yuma-Koçimi Dilleri Ailesi
Yuma dilleri, Koçimi
Maya Dilleri Ailesi
Kakçikel, Çol, Kekçi, Çontal, Tzoltzil, Tzeltzal, Yukatek
And-Ekvator Dilleri Ailesi
And Dilleri: Quechua, Aymara
Karib Dilleri Ailesi
Aravakça, Taino, Karib, Garifuna, Avradca
Tupi-Guarani Dilleri Ailesi
Tupi, Guarani
Pano-Takana Dilleri Ailesi
Pano Dilleri, Takana Dilleri
Ge Dilleri Ailesi
Ge Dilleri, Kaingan
Hivaro (Jivaro) Dili
Hivaro
Zuni Dili
Zuni
Bask Dili
Baskça
Ainu Dili
Ainuca
Buruşaski Dili
Buruşaski
Hayda Dili
Hayda
Tlingit Dili
Tlingit
Ölü dile takıldım. Toplum hâlâ yaşayan bir toplum ancak dili eski konuşulan dilden farklıysa?
Güzel yakalıyorsunuz… Tıpkı insanların yaşam yerleri ve şekilleri gibi dillerde zaman içerisinde değişebilir. Örneğin Türkler, Göktürkler, Uygurlar veya yakın tarihten Osmanlı döneminde yaşayan insanların konuştukları Türkçeyi günümüz Türkiye’sinde kullanmıyoruz. Tabii ki, o dönemlere ait sözcükler, biz kullandığımız için hâlâ yaşaya gelmişlerdir. Bu durumu, ayrıldığımız yere ait anılarımız gibi düşünebiliriz.
Peki, toplumda farklı farklı insanlar yaşıyorsa ancak bir dil varsa?
Bu noktada “resmi dil” kavramı ortaya çıkmaktadır. Yani aynı toplumda farklı farklı insanlar yaşasa bile devlet işlerinde veya kamusal alanda ya da genel konuşucu çokluğuna göre bir dil resmileşir ve kullanılır. Türkiye’de varolan Kürtçe, Zazaca dilleri ve bu dilleri konuşan insanlarımız bizim ile aynı toplumda yaşamalarına rağmen Türkiye Cumhuriyeti resmi dili Türkçe’dir.
Peki, bir topluluk aynı dili ve sözcükleri farklı farklı kullanıyorsa?
O zaman şive, ağız ve lehçeden bahsetmek gerekir.
Şive nedir?
Bilindiği gibi dil ve dile özgü özellikler yapılan incelemeler ve tanımlamalar ile netleşir. Ne var ki; bir dilin tüm kural ve özellikleri konuşulduğu dönemde yazıya aktarılamaz. Bu sebeple belli dönemlerde dil içerisinde değişiklikler olabilir. Şive, dilin bu şekilde takip edilebilen dönemlerinde ayrılmış kollarıdır. Örneğin, Türkiye Türkçesi bir şivedir.
Ağız nedir?
Bir dilin ses özelliklerine dayanarak bölgesel olarak ayrımıdır. Bir sözcüğün bölgesel olarak farklı sesletimidir. Ancak, aynı sözcüğün yazılışı aynıdır. Örneğin mısır için darı demek gibi… Ya da Denizli, Konya, İzmir, Trabzon gibi şehirlerde yaşayan yerli halkın sesletim farklılıklarıdır.
Lehçe nedir?
Bir dil ile birçok benzer özelliği gösteren ancak konuşulduğu dönemde farklı gibi algılanan kollardır. Bunlar, dilin bilinmeyen dönemde kök dilden ayrılmış kollarıdır. Çuvaşça ve Yakutça gibi…
Bir önceki bölümde, “Dil evrensel bir araçtır.” demiştiniz. Sanırım şimdi açacaksınız.
Yardımcı olduğunuz için teşekkürler. Evet “Dil evrensel bir araçtır.”. Dil aynı zamanda insanlar ve insanlar arasında kültürel bir bağ oluşturur. Bir başka deyişle, kültürler dil ile aktarılır. Dolayısıyla dil, sadece insanlar arasında değil; toplumlar arasında da kültürel bir bağ kurar.
Nasıl Yani?
Dile ile insanlar diğer insanların dünya görüşlerini ve algılamalarını öğrenirler. Dilde bulunan sözcükler ve bu sözcüklerin sistematik analizleri ile dil-toplum-kültür üçgeni adına birçok veri elde edilebilir.
Dili insan oluşturur. Toplumların yaşamlarını etkileyen her şey onların diline yansır. Dolayısıyla dilde bulunan sözcüklerin sistematik analizi, toplumların yaşayış ve kültürleri adına çok ciddi veriler sağlayacaktır.
Örneğin “din” insanların yaşamlarını çok fazla etkileyen toplumsal bir olgudur. Din örneğinden yola çıkarak bu durum şu şekilde açıklanabilir.
Örneğin Göktürkçe’de Göktanrı ve Uygurca’da da Şaman kültürüne dayanan birçok kelime bulunmaktadır. Bu sözcükler günümüzde kullanımını yitirmiştir. Aynı durumu günümüze uyarlarsak, günümüzde de etkisini göstermeye devam eden Arapça sözcükler verilebilir. Çünkü İslam’ın kabulü ile bu sözcüklerin dilimize girişi hızlanmıştır. Aynı bağlamdan yola çıkarak Türkler aynı zamanda Arap kültürü kazanmış bir şekilde de olsa Araplaşmışlardır diyebiliriz.
Savaşçı olmak veya bu şekilde bir kültüre sahip olmak da toplumları ciddi anlamda etkiler. Türkçe’de “kılıç” sözcüğü için kısa bir zihinsel yoklama yaparsak en fazla (İslam tarihi bilenler) “kılıç” a benzer 2 sözcük elde edebiliriz. “kılıç” ve “zülfikar”. Ancak Arapça’da ise yaklaşık 1500 civarı “kılıç” tanımlayan sözcük bulunmaktadır.
Toplumun yaşadığı doğal ortam da toplumun yaşayışı üzerinde, dolayısıyla o toplumun dili üzerinde etkilidir. Yağış biçimlerine Türkçe’de 10 kadar örnek verebiliriz. (çisilemek, dolu yağmak, kar yağmak, yağmur yağmak vb…). Kanada’da kutup bölgelerine yakın kesimlerde yaşayan insanların dilinde ise sadece “yağmur” için 10 civarı sözcük bulunmaktadır.
Hayret! Peki dildeki sözcüklere bakarak insan analizi de olur mu? 🙂
Tabii ki. Bunu belki ilkokuldan bu yana biliyorsunuz. Okumak, insanın sözlükçesini geliştirir. Onu toplumun diğer bireylerinden ayırır. Ve bu bilgi birikimi o kişinin konuşmalarından ve sözcük seçimlerinden rahatlıkla anlaşılabilir. Belli bir şeyi yerinde ve zamanında kullanmayı bilmek de aynı bağlamda dil ve kültürel etkileşim ile ilgilidir.
Peki, kadın – erkek analizi olur mu? Nasıl desem?
Anladım, anladım. Bu noktada iki şekilde bir açıklama getirilebilir. Birincisi, kimi dillerde sözcükler özellikle (küfür ve argo) bayan ve erkeğe göre değişmektedir. Örneğin Japonca’da bayanlar küfür sözcüklerini kullanmazlar. Çünkü, küfür sözcükleri erkekler tarafından kullanılmaktadır. Kendi ülkemizde de bayanların zihinsel sözlükçelerinde yer almasına rağmen; kullanımda küfür sözcükleri daha azdır.
Bir ikinci açıklama ise, toplumsal algılamalardan kaynaklanır. Bu algılama ile insanlar, çevrelerinde gördükleri varlıkları kendilerine göre dişi ve erkek olarak ayırırlar. Bu noktaya değinileceğini bildiririm. Burada da yine toplumsal ihtiyaçların veya dilin ihtiyaçtan kaynaklandığını söylemek mümkündür. Çevresinde ve yaşadığı ortamda çok fazla gördüğü hayvanları dişi ve erkek olarak ayıran Türkler, diğer varlıklar için bu ayrımı gözetmemiştir. Örneğin dişi sığır için “inek”, erkek sığır için “boğa”, yavru sığır için ise “buzağı, tana” sözcükleri vardır. Ancak “aslan” sözcüğü için tek bir kullanım vardır. Şimdi de Dil ve Yapısı hakkında bilgi alabilirsiniz.